Gizlilik politikası, bir tarafın bir müşterinin veya müşterinin verilerini toplama, kullanma, ifşa etme ve yönetme yollarının bir kısmını veya tamamını açıklayan bir beyan veya yasal belgedir (gizlilik yasasında).[1] Kişisel bilgiler, kişinin adı, adresi, doğum tarihi, medeni durumu, iletişim bilgileri, kimlik sorunu ve son kullanma tarihi, finansal kayıtlar, kredi bilgileri, tıbbi geçmişi ile sınırlı olmamak üzere, bir bireyi tanımlamak için kullanılabilecek herhangi bir şey olabilir. kişi seyahat eder ve mal ve hizmet elde etme niyetindedir.[2] Bir işletme söz konusu olduğunda, genellikle bir tarafın topladığı kişisel bilgileri nasıl topladığına, sakladığına ve yayınladığına ilişkin politikasını beyan eden bir beyandır. Hangi spesifik bilgilerin toplandığını ve gizli tutulup tutulmadığını, ortaklarla paylaşılıp paylaşılmadığını veya diğer firma veya kuruluşlara satılıp satılmadığını müşteriye bildirir.[3] Gizlilik politikaları, daha ayrıntılı ve spesifik olma eğiliminde olan veri kullanım beyanlarının aksine, tipik olarak daha geniş ve daha genel bir muameleyi temsil eder.

Belirli bir gizlilik politikasının tam içeriği, geçerli yasaya bağlı olacaktır ve coğrafi sınırlar ve yasal yargı alanlarındaki gereksinimleri karşılaması gerekebilir. Çoğu ülkenin, kimlerin kapsandığı, hangi bilgilerin toplanabileceği ve ne için kullanılabileceği konusunda kendi mevzuatı ve yönergeleri vardır. Genel olarak, Avrupa'daki veri koruma yasaları, kamu sektörünün yanı sıra özel sektörü de kapsar. Gizlilik yasaları yalnızca devlet operasyonları için değil, aynı zamanda özel işletmeler ve ticari işlemler için de geçerlidir.[4]

California İş ve Meslekler Yasası, İnternet Gizlilik Gereksinimleri (CalOPPA), Kaliforniya'da ikamet edenlerden Kişisel Olarak Tanımlanabilir Bilgiler (PII) toplayan web sitelerinin gizlilik politikalarını bariz bir şekilde yayınlaması gerektiğini zorunlu kılar.[5] (Ayrıca Çevrimiçi Gizliliği Koruma Yasası'na bakın)

1968'de Avrupa Konseyi, daha önce yaygın olarak bulunmayan yollarla bağlantı kurabilen ve iletebilen bilgisayar teknolojisinin oluşturduğu yeni tehditleri kabul ederek teknolojinin insan hakları üzerindeki etkilerini incelemeye başladı. 1969'da Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), kişisel bilgilerin ülkeden ayrılmasının etkilerini incelemeye başladı. Tüm bunlar, konseyin, hem özel sektör hem de kamu sektörü tarafından tutulan kişisel verileri korumak için politika geliştirilmesini önermesine yol açarak 108 sayılı Sözleşmeye yol açtı. 1981'de, Kişisel Verilerin Otomatik İşlenmesine İlişkin Bireylerin Korunmasına İlişkin Sözleşme (Sözleşme 108) tanıtılmıştı. Şimdiye kadar yürürlüğe giren ilk gizlilik yasalarından biri, 1973'te İsveç Veri Yasasıydı, bunu 1977'de Batı Almanya Veri Koruma Yasası ve 1978'de Fransız Bilişim, Veri Bankaları ve Özgürlükler Yasası izledi.[4]

Amerika Birleşik Devletleri'nde, 1960'ların sonlarında ve 1970'lerde başlayan gizlilik politikasıyla ilgili endişeler, Adil Kredi Raporlama Yasası'nın kabul edilmesine yol açtı. Bu yasa bir gizlilik yasası olarak tasarlanmasa da, yasa tüketicilere kredi dosyalarını inceleme ve hataları düzeltme fırsatı verdi. Ayrıca kredi kayıtlarındaki bilgilerin kullanımına da kısıtlamalar getirdi. 1960'ların sonlarında birkaç kongre çalışma grubu, otomatikleştirilmiş kişisel bilgilerin toplanıp diğer bilgilerle eşleştirilebileceği artan kolaylığı inceledi. Bu tür bir grup, 1973'te Adil Bilgi Uygulamaları adı verilen bir ilkeler kodu taslağı hazırlayan Amerika Birleşik Devletleri Sağlık ve İnsan Hizmetleri Departmanı'nın bir danışma komitesiydi. Danışma komitesinin çalışması, 1974'te Gizlilik Yasası'na yol açtı. Amerika Birleşik Devletleri, 1980'de Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü kılavuzlarını imzaladı.[4]

Kanada'da, 1977'de Kanada İnsan Hakları Yasası uyarınca bir Kanada Gizlilik Komiseri kurulmuştur. 1982'de, bir Gizlilik Komiseri atanması yeni Gizlilik Yasasının bir parçasıydı. Kanada, OECD yönergelerini 1984'te imzaladı.[4]2

 

Almanya'da Kariyer Yapabileceğiniz Alanlar

Bizimle İletişime Geçin